TweetlePaylaşPaylaşPin0 PaylaşımlarKadınlarımız diye konuşmaya başlarlar erkek ve kadın bütün konuşmacılarımız.Ağzını açtığında ağzına baktıranlarımız…Ve onlar ” başımızın tacı, cennet anaların ayağı altındadır, bir erkeği eğitirseniz, bir kişiyi eğitmiş olursunuz ama bir..
Kadınlarımız diye konuşmaya başlarlar erkek ve kadın bütün konuşmacılarımız.Ağzını açtığında ağzına baktıranlarımız…Ve onlar ” başımızın tacı, cennet anaların ayağı altındadır, bir erkeği eğitirseniz, bir kişiyi eğitmiş olursunuz ama bir kadını eğitirseniz bütün bir toplumu eğitmiş olursunuz” gibi beylik ifadelerle, konuşmalarına devam ederler.Akıllarınca böyle söylemekle, kadınları onore ettiklerini zannederler.Zannederler çünkü; aslında kendileri bile inanmazlar söylediklerine.Sadece, o anda durumu kurtarmak ve mevkilerini sağlama almak gayretindedirler.Bu ifadeleri kullanarak, toplumdaki bir kaç insanı daha kandırırız da toplumdaki vurdumduymazlık devam eder halde olsun isterler.Böylelikle biz de gemimizi yüzdürmeye devam edelim diye düşünürler.Nasılsa bu devirde gemisini yüzdüren kaptandır.Kaptanlığı kimseye kaptırmamak gerektir onlara göre….
Ama durun bir kere beyefendiler, hanımefendiler! Geminiz su alıyor. Yavaş yavaş ve derinden su alıyor. Fark edemiyorsunuz. Hiç kimse kadının ne istediğini bilmiyor. Kadını ne kendi cinsi (ki, bu sözüm toplumda söz sahibi olan kadınlaradır) ne de karşı cins anlayabiliyor.Kadınımız, anamız, kızımız sevgi istiyor sevgi…Erkeklerine, evlatlarına karşılıksız sunduğu sevginin, artık karşılığını istiyor.
Devir değişti.Baş döndürücü bir hızla gelişen teknolojik çağ, erkeklerimizi değiştirirken, kadınlarımızı da değiştirdi.Eskiden sadece vermekle mutlu olan, kendisini evinin kraliçesi zanneden kadınlarımız artık almak da istiyor.Siz buna bencilleşmişler de diyebilirsiniz. Siz nasıl değiştiyseniz, dünya nasıl değişmişse kadınlarımız da değişi. Onlar artık eskisi gibi mutlu değiller. Eşinden, çocuğundan, babasından gerçek bir sevgi ve özveri bekliyor. Eskiden erkek sinirlenince kaçacak delik arayan kadın, bugün artık karşılık veriyor. Saygı duymuyorlar birbirlerine ve avaz avaz bağırıyorlar… Neden? sevgisizlikten ve ilgisizlikten… Eskiden işini bitiren bir erkek rahatlamak için evinin yolunu tutarken, mesafeler uzamasın diye dua edermiş. Bugün ne yapıyor erkeklerimiz? Bir an önce işimiz bitse de kafeye, diskoya gitsem, orada gönlümce başka kadınlarla eğlenebilsem diye düşünüyor. Eskiden hiç olmazsa akşam yemekleri aile meclisi gibi olurmuş. Hanımlar en güzel yemekleri eşleri için hazırlar, o eve gelmeden sofrayı kurar,(çünkü erkeğin eve geleceği saat bellidir) babanın gelme saati yaklaştıkça, anne hazır olun, babanız geliyor diye, çocukları ikaz edermiş. Kapının zili çaldığında annede ayrı bir sevinç, çocuklarda ayrı bir sevinç yaşanırmış. Gözler pırıl pırıl, sevgiyle kapıdaki babaya bakar, kimi boynuna sarılır, kimi de elinden tutarak tam bir sevgi çemberi içerisinde o muhteşem varlığı, babayı sofraya oturtup neşe ve hoş sohbetler eşliğinde yemekler yenerek, günün yorgunluğu atılırmış.
Ya bugün? Kaç baba evine erken gitme yarışı veriyor,eşine çocuklarına bir an önce kavuşmama telaşı veriyor? Saysanız bir elin parmaklarını geçmez. Artık huzur yuvada helal de değil, haram da aranır olmuş. Ama haram bir anlık mutluluk verse de, ardından sınırsız mutsuzluk yumağını üstümüze salıyor. Uyanalım beyler uyanma vakti gelmedi mi? Kadınlarımız bozuldu evden kaçıyor çocuklarına evlerine bakmıyor şikayetlerinin gerisini düşünün. Siz kadınlarınıza ne kadar bakıyorsunuz? Onun yüzündeki çileyi, gözlerindeki şikayeti fark edebiliyor musunuz? Eşinizin yüzüne günde kaç kere gerçek manada bakıyorsunuz? Sadece gözünüzü para ve mevki hırsı bürümüş, habire çalışıyor ve başka taraflara bakıyorsunuz. Nereye kadar? Yuvanız dağıldıktan, çocuklarınızın kimisi kumarbaz, kimisi eroinman olduktan, kızlarınız babalarında, yuvalarında bulamadığı sevgiyi bulabilmek umuduyla, evden kaçtıktan sonra mı uyanacaksınız? Bir gün gözlerinizi açtığınızda aile diye bir şeyinizin kalmadığını görünce, ah vah ediceksiniz ama gidenler geri gelmeyecek.Elimizdekiler gitmeden, varlıklarımızın, kadınlarımızın değerini bilelim ve onların en çok istedikleri şeyi, sevgiyi verelim. Unutmayalım ki en büyük motivasyon sevgidir.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)